Ticari hayatta rekabet, işletmelerin verimini artırır ve üretilen mal ve hizmetlerin kalitesini yükseltir. Bu yönüyle faydalı olan rekabetin, kötüye kullanılmaması ve dürüstlük kuralına uygun yapılması gerekir. Bunun önüne geçilebilmesi için ülkeler, rekabet özgürlüğünü sınırlandırma gereği hissetmişlerdir. İlk düzenleme rakiplerin korunması yönünden olsa da daha sonra rakiplerin yanında mesleki birliklerin ve tüketicilerin, kısacası toplumun ekonomik çıkarları göz önünde tutulmuştur. Türk hukukunda haksız rekabet hem TBK’ de hem de TTK’de düzenlenmiştir. Ayrıca hizmet ve mal piyasalarındaki rekabeti engelleyici, kısıtlayıcı anlaşmaları, kararları ve piyasaya hakim teşebbüslerin hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını engellemek amacıyla 1994 yılında 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun çıkartılmıştır.
TTK’DA HAKSIZ REKABET
TTK m.54/2 kapsamında, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkiyi etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız olduğundan bahsedilmiştir. Bu madde kapsamında dikkat edilecek husus, haksız rekabetten söz edilebilmesi için kusurun aranmayacağıdır. Kusur, yalnızca haksız rekabet sonucu açılacak davaların belirlenmesinde önemlidir.
I) BAŞLICA HAKSIZ REKABET HALLERİ(TTK 55)
TTK m.55’teki sayma sınırlayıcı nitelikte değildir. Bu maddede sayılan kategorilerden birinin içeriğine girdiği anlaşılan davranışın, doğrudan haksız rekabete yol açtığı kabul edilir. TTK m.55’de altı kategori içerisinde durumlar toplanmıştır:
a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar
b) Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek
c) Başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma
d) Üretim ve iş sırlarını hukuka aykırı olarak ifşa etmek; özellikle, gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
e) İş şartlarına uymamak; özellikle kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
f) Dürüstlük kuralına aykırı işlem şartları kullanmak. Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf aleyhine;
1. Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan, veya
2. Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
II) HAKSIZ REKABET SONUCU AÇILABİLECEK DAVALAR
a) Hukuki Sorumluluk
TTK m.56/1 ile haksız rekabet sebebiyle açılabilecek davalar belirtilmiştir. Ayrıca TTK m.61/1 kapsamında, haksız rekabet sebepli dava açma hakkına sahip kişinin mahkemeden mevcut durumunun korunması ile ilgili gerekli tedbirlerin alınmasını isteyebileceği gösterilmiştir. Bu durumda HMK kapsamında ihtiyati tedbir hükümleri uygulama alanı bulacaktır. Haksız rekabet sonucu açılacak davalar Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin görev alanında değildir. Bu davalarda görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesi’dir.
1) Tespit Davası (TTK m.56/1-a) : Haksız rekabetin var olması durumunda açılacak ilk davadır. Tespit davasıyla davalının hareketinin haksız rekabete konu olup olmadığı incelenir ve karara bağlanır. Bu dava ile diğer davaların açılıp açılamayacağı konusunda ön bilgi oluşur. Failin kusurlu olup olmadığına bakılmaz.
2) Men Davası ( TTK m.56/1-b): Haksız rekabetin men’i davası ile devam eden veya tekrarlanma ihtimali bulunan rekabet halinin durdurulması istenir. Ortada davranışın tekrarlanma ihtimali bulunduğundan ya da halen devam ettiğinden dava zamanaşımı süresi yoktur. Bu davanın özelliği önleyici olmasıdır. Men davasında karar geçmişe ya da geleceğe etki etmez. Men davasında da tespit davasında olduğu gibi failin kusuru aranmaz.
3) Haksız Rekabetin Sonucu Olan Maddi Durumun Ortadan Kaldırılması(Ref) Davası ( TTK m.56/1-c) : Bu dava ile haksız rekabet yanıltıcı, yanlış veya haksız beyanlarla yapılmışsa, bu beyanların düzeltilmesi istenir. Örnek verilecek olursa, iltibasa sebep olan markayı içeren etiket, ticaret ve imalat sırlarını içeren formül ve belgelerin iadesi bu davayla istenir. Şayet tecavüzün önlenmesi durumu söz konusu değil ise, son çare olarak haksız rekabete konu mallar ve üretiminde kullanılan araçların imhası istenebilir. Kusur bulunması şart değildir.
4) Tazminat Davası (TTK m.56/1-d,e) : Tazminat davası, maddi ve manevi tazminat olmak üzere ikiye ayrılır. Haksız rekabet sonucunda uğranılan zararın tazmin edilebilmesi için açılacak tazminat davasında failin kusuru aranır. Tazminat davasında zararı ispat etme yükü kural olarak davacıdadır.(TBK 50/1) Ancak bu hüküm, uygulamada davacının uğramış olduğu zararı ispat etmesinin çok zor olduğunu, hakim tarafından takdir edilmesinin pek de tatminkar olmadığını ortaya koymuştur. Ayrıca yalnızca mağdurun zararının tazmin edilecek olması, zarar miktarını aşan haksız rekabet kazancından failin faydalanmasına da yol açar. Hakkaniyete sığmayan bu durumu önlemek için TTK m.56/1 ile “Davacı lehine ve (d) bendi hükmünce tazminat olarak hâkim, haksız rekabet sonucunda davalının elde etmesi mümkün görülen menfaatin karşılığına da karar verebilir.” hükmü getirilmiştir. Böylelikle davacı, haksız rekabet nedeniyle uğramış olduğu zararı ispat etme yükünden kurtarılmıştır. Burada dikkat edilmesi gereken husus davacı , hem davalının elde etmesi mümkün görülen kazancın ödenmesini hem de yoksun kaldığı karın tazminini isteyemez; bu seçeneklerden yalnızca birini seçmek durumundadır.
Maddi tazminat davasının yanında TBK m.58’de belirtilen şartlar mevcutsa manevi tazminat da istenebilir.
III) ZAMANAŞIMI
Haksız rekabet sonucu açılan davalarda, davaya hakkı olan taraf bu hakkın doğumunu öğrendiği tarihten itibaren bir ve her halde bunların doğumundan itibaren üç yıl içinde açılmalıdır. Ancak TTK m.60/1 kapsamında haksız rekabeti oluşturan eylem, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre daha uzun zamanaşımı süresine tabi bir suç meydana getirmişse, ceza zamanaşımı süresi hukuk davaları için de geçerli olur. Haksız Rekabetin Men’i davasında zamanaşımından bahsedilemez. Zamanaşımı, haksız rekabet teşkil eden davranış tekrarlandıkça kesilir ve yeniden başlar. Haksız rekabeti oluşturan eylemin başlangıç tarihinden uzun süre sonra dava açılması, TMK m.2 kapsamında dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder ve davanın reddini gerektirir.
b) Cezai Sorumluluk
TTK m.62/1 ile hangi haksız rekabet fillerinin ceza gerektireceği belirtilmiştir. Cezai takibata, şayet fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmamışsa, TTK ‘nin 56.maddesine binaen hukuk davasını açma hakkına sahip olanlardan birinin şikayeti üzerine başlanır. Tüzel kişilerde haksız rekabet eylemi iş görme sırasında meydana gelirse, cezai sorumluluk, tüzel kişi adına hareket eden veya etmesi lazım gelen ortaklar veya organ üyeleri hakkında uygulanacaktır. (TTK m. 63/1) Haksız rekabet fiili, tüzel kişilerin faaliyeti çerçevesinde işlenmişse, tüze kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine de karar verilmesi söz konusudur.
IV) Hükmün Başka Bir Kişi Hakkında İcra Olunması
TTK m.56/4 gereğince hukuka aykırı maddi durumun ortadan kaldırılması ve men davaları sonucunda failin aleyhine verilecek hüküm, haksız rekabete konu olan malları, doğrudan ya da dolaylı bir şekilde failden ticari amaçla elde etmiş olan kişiler hakkında da icra olunur. Haksız rekabet sonucu mağdur olan kişinin haklarını tam anlamıyla korumak amacıyla kabul edilen bu düzenlemenin, hükmün kesinleşmesinin davada taraf olmayan kimseler hakkında icra edilemeyeceği, uygulama alanı bulmayacağı yönündeki icra hukuku ve usul ilkesine ters düştüğü görülmektedir.