Ticari İşletmenin Rehni


Tacir, ticari faaliyetlerini kesintisiz sürdürebilmesi için zaman zaman kredi kullanması gerekmektedir. Kredi kullana bilmesi için de teminat göstermesi gerekir. Kredi veren yani alacaklı lehine ayni teminat, taşınır ya da taşınmazlarda rehin hakkı kurulması yoluyla sağlanır. Bir taşınmaz üzerinden rehin tesis edilmek istenirse, (örneğin; bir ticari işletme için bankadan alınan para da bankadan ayni ya da şahsi teminat istenilir.) mutlaka tapu siciline rehinin tescil edilmesi gerekir. Taşınabilir mallarda ise TMK 939. Mad. Gereğince rehin tesisi için, malın zilyetliğinin alacaklıya devredilmesi gerekmektedir.

Rehin sözleşmesi: Rehin alacaklısı olabilecek kişiler Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunun 3. Maddesinde düzenlenmiştir bunlar;

Alacaklılar: Kredi kuruluşları (Bankalar, Kredi kuruluşları, Finans Kuruluşları), Tacir (Gerçek kişi tacirler-Tüzel kişi tacirler), Esnaf

Rehin veren taraf: Tacir, Esnaf, Çiftçi, Üretici Örgütleri, Serbest meslek erbabı olan gerçek veya tüzel kişiler
Sözleşmenin şekli ve rehni kurulması Ticari İşletmede Taşınır Rehni Kanunun 4. Maddesinde düzenlenmiştir.

Bu madde kapsamında rehin sözleşmesi iki şekilden biri ile yapılması gerekmektedir.
1-Elektronik ortamda yapılabilir. Güvenli elektronik imza ile olması gerekir.
2-Yazılı olabilir. İmzalar noter tarafından onaylanmalıdır ya da Rehinli Taşınır Sicili Müdürlüğü’ndeki yetkili memur önünde imza atılmalıdır

Sözleşmedeki bulunan zorunlu hususlar; Taraflar (Taraflardan birsi tacir ise, rehin edilecek ticari işletme daha önce Ticaret Siciline tescil edilmiş olmalıdır.), Sözleşmenin hangi miktarda bir borcun sözleşmesi ile güvence altına alındığı belirtilmelidir. (Borcun miktar TL olmak zorunda değildir, döviz cinsinden olabilir), Sözleşmenin kapsamına giren hangi hususların girdiği ve bu hususların varsa ayırt edici özelliklerin belirtilmesi, Bu sözleşmenin sicile tescil edilmesi gereklidir ve bu tescil masrafların hangi taraf karşısında karşılanacağı belirtilmelidir.

Rehin sözleşmesi hüküm ifade edebilmesi için; TİTRK 4/1. Madde gereğince bu sözleşmenin Rehinli Taşınır Siciline tescil edilmesi gerekir. Rehin hakkı tescil edildiği andan itibaren doğmaktadır. Tescil yapıldıktan sonra rehin kapsamına girmekte olan malvarlığı unsurları niteliğine göre ilgili sicillere kaydı gerekmektedir. Ticari işletme rehni yapılabilmesi için rehinde güvence altına alınan borcun miktarına bakılmalıdır. Bu borç rehinin kapsamına giren varlıkların toplam değerine bakıldıktan sonra 5/2. Maddenin son cümlesi gereğince ticari işletme rehini kapsamına giren malvarlığı unsurlarının toplam değeri, rehinle güvence altına alınan borcun miktarını karşılıyorsa veya aşıyorsa ticari işletmenin üzerinde bir bütün olarak rehin tesis edilemez.

Malvarlığı unsurlarından, sadece durağan malvarlığı (taşınır işletme tesisatı) değil döner mal varlığı unsurları (ham madde, stok, mal) da bu kapsama girer. 6750 sayılı kanunun 1.maddesinin 5. Fıkrası gereğince, herhangi bir menkul mal, herhangi sebeple tapu kütüğüne tescil edilmiş ise rehnin kapsamı dışındadır. Bu hükmün aksi yorumunda taşınmaz malların rehin kapsamı dışında tutulduğu anlaşılır. 6750 sayılı kanunun ¼. Maddesi uyarınca sermaye piyasası araçları veya türev araçlarla ilişkisi finansal sözleşmeleri konu alan rehin sözleşmeleri ve mevduat rehni de kapsam dışındadır. Kanun kapsamına girmeyen son husus da 6750 sayılı kanunun 8. Maddesinin 3. Kurulacak menkul varlıklar söz konusu gereğince, özel sicillere tescil ve rehin hakkı kurulacak menkul varlıklar söz konusu ise bunlarda ticari işletmenin rehininin kapsamı dışındadır. Örneğin; motorlu taşıtlar, uçaklar….

Rehin Sözleşmesinin Hüküm ve Sonuçları

Rehin sözleşmesinin borçlu tarafı açısından; kural olarak ticari işletme rehininin amacı doğrultusunda, üzerinde ticari işletme rehni tesis edilen işletmesini normal bir şekilde işletmeye devam etme hakkına sahip olmaktadır. Yalnız kanunun 12 maddesi gereği işletmeye faaliyetine devam ederken, işletmenin değerini zedeleyecek faaliyetlerden kaçınmalıdır. İşletmenin dürüstlük kuralına TMK 2/1 uygun şekilde işletmeye devam etmek zorundadır. Aksi halde, rehnin konusu olan değerini düşürecek faaliyetlerde bulunan tacirin bu faaliyetlerinin yasaklanması istenilebilir. Hatta müdahalenin gecikmesi, tehlike arz edecekse, alacaklı mahkemeye başvurmadan doğrudan kendisi de bu faaliyetleri engelleyebilir yahut masrafları rehin verenden talep edilebilir.

Rehin alacaklısı tarafından; Borcun vadesi gelip, rehinle teminat altına alınan borç ödenmediğinde, 750 sayılı kanunun 14. Maddesi uyarınca rehin alacaklısı hakları düzenlenmiştir. Borcun ödenmesi durumunda en çok başvurulan yol, icra iflas kanunu 145. Maddesi ve devamıdır. Bu, menkul rehininin paraya çevrilmesini talep etmesi yöntemidir. İkinci yol olarak ise, 14/2. Madde gereğince, İcra iflas kanunu 24. Maddeye göre borcun zamanında ifa edilmemiş ise rehin alacaklısı icra müdürlüğüne başvurarak rehnin teminatı olan ticari işletmenin mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebilir. Bu özel bir düzenlemedir. Çünkü rehin hukukunda ‘lex commissoria’ yasağı vardır. Kural olarak rehin sözleşmelerinde rehin verenin edimini zamanında alacaklıya geçmesine ilişkin sözleşme hükümleri geçersizdir, kesin hükümsüzdür.

Bu ikinci yol, 14/2. Madde de yer alan icra-iflas kanunu 24. Maddeye göre icra müdürlüğüne başvuru lex commisria yasağının istisnasıdır. 3. Yol ise , 6750 sayılı kanunun 14. Maddesi gereğince , alacak hakkını varlık yönetim şirketlerine devredebilir. Varlık yönetim şirketleri, rehinli alacaklıların, alacak bedelini kendi bünyesinden karşılar sonrasında kendisi gerekli icra takibini gerçekleştirir. 4. Yol ise ; ticari işletme rehni kapsamına giren unsurların bir kısımı, zilyetliğin devri mümkün değilse bunlar üzerinde kiralama veya lisans hakkını kullanabilir. Örnek olarak; marka veya patent hakkın üzerinden kiralama veya lisans hakkını kullanabilir, alacaklı miktarı kadar.

Rehin Sözleşmesinin Sona Ermesi

Edim ifa edilirse rehin sözleşmesi sona erer. Örneğin; bir otelin sahibi, işletmesini bankadan kredi aldı ve bankada teminat olarak ticari işletme üzerinden rehin tesis etti. Rehin sözleşmesi yapılarak ticaret siciline tescil ve ilan edildi. Burcun vadesi geldiğinde borç ödendiğinde, rehin sona erer. Bu durumda 15. Madde gereğince rehinli alacaklı sicile başvurup, rehin kaydını terkin etmesi lazımdır yani sildirmesi lazımdır. Aksi halede cezai yaptırıma tabiidir. Ayrıca rehnin borçlusu mahkemeye başvurarak, kendisini sicilden sildirebilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir